Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nden Prof. Dr. Ateş Karateke, kadınlarda altı aydan uzun süre alt karın ağrısı olduğunda bu durumun “kronik pelvik ağrı” olabileceğini belirterek “Yaşam kalitesini bozduğu için özellikle çalışan kadınlarda iş yaşamını olumsuz etkiliyor” diyor.
Karın ağrısı genellikle pek çok hastalıkla karıştırılır veya önemsenmez. Oysa karın ağrıları vücudun verdiği bir sinyal olabilir. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, bazı karın ağrılarının kronik pelvik ağrı olabileceğini belirterek bunun tanımını şöyle açıklıyor: “Kronik pelvik ağrı, altı aydan uzun süren devamlı ya da ara sıra ortaya çıkan ve cinsel birleşme ya da adet kanaması ile ilişkili olmayan alt karın ağrısıdır.”
15–50 yaş arasındaki kadınlarda %5–20 oranında görülen kronik ağrının nedenleri konusunda ise Prof. Dr. Karateke şunları söylüyor: “Kronik pelvik ağrısının tespiti bir tanı anlamına gelmez. Öncelikle altta yatan nedenler araştırılmalıdır. Barsak hastalıkları, idrar torbası ve idrar yollarına ait hastalıklar, leğen kemiğimizin içini dolduran taban kasların zayıflığı veya spazmı, kemiklere ait hastalıklar ve en önemlisi jinekolojik hastalıklar kronik alt karın ağrısına sebep olur. Her kronik ağrıda olduğu gibi psikolojik ve sosyal faktörlerin katkısı önem taşır. Psikolojik olarak iyi durumda olamayan ve sosyal çevresi kötü olan olgularda ağrı çok şiddetli hissedilir. Kronik pelvik ağrı; jinekoloji kliniğine başvurularının %10’unu, rahim alma ameliyatlarının %12’sini, tanısal laparoskopilerin %40’ını oluşturur. Kronik pelvik ağrıda birden çok unsur birlikte olabilir. Kronik pelvik ağrıya neden olan en sık hastalıklar endometriozis, ağrılı mesane sendromu, yapışıklıklar, irritabıl barsak sendromu ve kas iskelet sorunlarıdır. Aynı olguda jinekolojik sebeplerin yanında idrar torbası ve barsak problemleri birlikte olabilir. Bu sebeple tüm etkenler araştırılmalıdır.”
Tedavide zaman gerekiyor
Kronik pelvik ağrının kişinin yaşam kalitesini bozduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karateke, “Hem iş hem de gündelik yaşam üzerinde olumsuz etki yapan bu ağrının tedavisinde en önemli unsurun hastaya yeterli zaman ayırıp hastanın korku ve kaygılarının dinlenmesi olduğunu vurgulayarak tedavide yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “İlk aşamada kadında ağrı günlüğü 2-3 adet dönemi boyunca kaydedilerek ağrının özellikleri dikkatlice sorgulanmalıdır. Jinekoloji dışı nedenler düşünülüyorsa; gastroenteroloji, üroloji, psikoloji, fizik tedavi branşları ile işbirliği yapılmalıdır. Özellikle 25 yaşın altında olan olgularda tüplerde tıkanmaya neden olacak enfeksiyonlar için kültür alınmalıdır. Peritoneal endometriozis ve yapışıklıklar yalnızca laparoskopi ile tanınabilir. Laparoskopi yaptığımız olguların %65‘inde bir tanı tespit edilir. Kronik pelvik ağrıya neden olan tüm hastalıkların tespit edilmesi bu olgularda sıklıkla gördüğümüz ardı ardına gelen ameliyatları da engellemiş olacaktır.”