45 dakikada sigara isteği siliniyor

BURSA (İHA) - Bursa'nın ilk "mora" terapi ile sigarayı bırakma ünitesi törenle açıldı. Yüzde 92 başarı sağlanan sistem sayesinde tiryakiler artık 45 dakikada sigaraya veda edebilecek.

Daha önceleri alerji ve ağrı tedavisinde kullanılan ve son yıllarda sigarayı bırakmanın en kesin çözümü olarak gösterilen "mora" terapinin Bursa'daki ilk ünitesi törenle hizmete girdi. Prof. Dr. Mehmet Karadağ ve eşi Dr. Sema Karadağ tarafından Bursa'ya getirilen mora teropi ile sigarayı bırakma ünitesi, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı üzerinde açıldı. Sistem hakkında bilgi veren Mehmet Karadağ, iki yabancı araştırmacının geliştirdiği Mora sisteminin dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlandığını dile getirdi. Bio rezonans yöntemle önce ağrı ve alerji tedavilerinde kullanılan sistemin son 5 yıldır sigara bağımlılığı tedavisinde de kullanıldığını belirten Karadağ, "Hiç bir yan etkisi olmayan bu sistemin özü sigara bilgisinin vücuttan silinerek bıraktırılmasıdır. Fiziksel bağımlılık üzerinde etkili olan bu sistem, psikolojik olarak da destek verildiği zaman çok kolay sigarayı bıraktırıyor. Sigara artık bir alışkanlık değil bağımlılıktır. Dünya Sağlık Örgütü, sigara bağımlılığını hastalık olarak kabul etmiş
ve tedavi gerektiren bir durum olduğunu açıklamıştır. Mora terapi de sigara bağımlılığının tedavisidir. Etkin ve yan etkisiz bir tedavidir. 45 dakikalık uygulamayla vücuttaki biyolojik ritim ölçülüyor. Sigaranın biyolojik ritmi tespit edilerek vücuttan sigara bilgisi siliniyor" dedi.

Sistemin son derece kısa bir sürede Türkiye genelinde yaygınlaştığını da ifade eden Karadağ, etkisini önümüzdeki yıllarda daha da göstereceğini vurguladı. İstanbul'da yapılan çalışmalarda sistemin etkilediği kişi sayısının yüzde 92'ye ulaştığını da açıklayan Karadağ, buna rağmen hekim olarak bu rakamlara temkinli yaklaştıklarını anlattı. Tek seansta tedaviyi tamamladıklarını da belirten Karadağ, "Hastaya son 2 sigarasını içiriyoruz. Sigarayı sisteme tanıtıyoruz. Kişiyi elektrotla sisteme bağlayarak vücudunun biyolojik ritmini sisteme tanıtıyoruz. Bu sigara maddesi içindeki enerjinin vücut üzerinde ne gibi bir hasat yaptığını sistem tespit ediyor. Ayna yöntemiyle de vücudun bozulmuş olan sistemlerini düzenli hale getirerek kişinin kendi enerjisini kendisine veriyoruz. Enerji, kişinin kendi enerjisi olduğu için de uygulamanın hiç bir yan etkisi yoktur" diye konuştu.

Fazla çeşitli sigara içenlerde ikinci bir destek tedavisinin gerektiğini de söyleyen Karadağ, hastaların 3 aylık seasın ardından ücret almadan merkeze gelip destek alabileceklerini kaydetti. Kişi sigarayı bırakıncaya kadar ona moral desteği verdiklerini de ifade eden Karadağ, tek seans maliyetinin ise sadece 270 YTL olduğunu açıkladı.

Kanserden korunma hedefleri arasında tütün kullanımının engellenmesi, beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapılması gibi faktörler yer alıyor.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Karabulut, tüm kanserlerin yaklaşık üçte ikisinin potansiyel olarak önlenebilir nitelikte olduğunu belirterek, "Kanser nedenlerine bakıldığında ilk sırada tütün gelmektedir. Diğerleri ise diyet-obezite, çevresel etkenler, aile hikayesi, alkol, radyasyon, güneş ışığı olarak sıralanabilir" dedi. Kadın ve erkeklerde görülme sıklığına göre bakıldığında erkeklerde birinci sırada prostat kanserinin, ikinci sırada akciğer, üçüncü sırada kolorektal kanserlerin geldiğini kaydeden Doç. Dr. Karabulut, "Kadınlarda ise meme, akciğer ve kolorektal kanserler ilk üç sırada yer almaktadır. Kansere bağlı ölümler yetişkin yaş grubunda erkeklerde kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci sırada yer almaktadır" diye konuştu.

Doç. Dr. Karabulut, kanserden korunma hedefleri arasında ilk sıralarda tütün kullanımının engellenmesi, diyet ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapılması, fiziksel aktivitenin sağlanması, alkol alımının azaltılması, ultraviyole ışınlarından korunma gibi faktörlerin yer aldığını belirtti.

Doç. Dr. Karabulut, "Meyve ve sebzelerin fazla alınmasıyla akciğer kanseri görülme olasılığı arasında ters ilişki vardır. Yüksek yağ ve kolesterol içerikli diyetin akciğer kanseri olasılığını arttırdığı düşünülmektedir. Aşırı alkol alımı baş boyun kanseri riskini arttırmaktadır. Tuzlanarak saklanan sebzeler, yüksek ısıda pişirilen yiyecekler ve küflü yiyecekler kanser riskini arttırmaktadır. Yüksek ısıda, direk alevler üzerinde, ızgarada ya da dumanda pişirilen yiyeceklerde oluşan maddeler de mide kanseri riskini yükseltmektedir. C ve E vitaminleri ile diğer antioksidanlar mide kanserine karşı koruyucu rol almaktadır" dedi.

Tüm dünyada yaklaşık 1 milyon kişinin tütün kullanımına bağlı kansere yakalandığının tahmin edildiğini ifade eden Karabulut, "Yapılan çalışmalar 1 milyar kişinin sigara, 600 milyon kişinin de tütün çiğneme alışkanlığı olduğunu göstermektedir" şeklinde konuştu.