__KARDELEN__
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

__KARDELEN__


 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesGiriş yapKayıt Ol

 

 OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
kardelen
Yönetici
Yönetici
kardelen


Kadın
Mesaj Sayısı : 561
Yaş : 44
Nerden : istanbul
Ruh Halim : OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Inanma11
TAKIM : OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Besiktas
SANAL HAYVAN : OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE 10balikeu1mf8ap1pk8
BURÇ : OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Boga
Puan : 584200
Kayıt tarihi : 30/04/08

OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Empty
MesajKonu: OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE   OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Icon_minitimeCuma 14 Kas. 2008, 02:01


Ahmet Kaya öldü. Serdar Ortaç ve hezeyan korosu marşına gönül rahatlığıyla devam edebilir.



Ahmet Kaya'nın Paris'te öldüğü ha­berini aldığımda Kudüs'te, onun kliplerindekine benzer bir manza­ranın orta yerindeydim. Göğsüm da­raldı, yüreğim kanadı birden; onun en güzel türküsünü, "Olmasaydı sonumuz böyle"yi söylemek geçti içimden, bağı­ra çağıra...

Ardından öfke bastırdı.

"Kürtçe kaset yapacağım" dediği için linç edildiği o magazin gecesini anımsadım: Serdar Ortaç'ın "Bu vatan bizim" fırsatçılığıyla sahneye fırlayıp başlattığı milliyetçi hezeyan eşliğinde marş söyleyen fanatik koroyu düşün­düm.

O koro Malatya'da 7 kişiyle 35 metrekare bir evde büyümenin ne de­mek olduğunu bilir miydi ki? O "kı­nalarla hiç tanışmış mıydı?

15 yaşında ilk kez denizi gördüğü kente daha bavullarını indirirken "Ba­kın kiralar geldi" sataşmasına muhatap olmanın yarattığı tahribattan haberdar mıydı? O "kıro"larla hiç tanışmış mıydı?

Gündelik hayatlarında bir dilsiz gibi yaşayanların bağla­malarını niye "at teper gibi" öfkeyle, hırsla, hınçla çaldıkları­nı, türkülerinde niye hep acılardan, isyanlardan söz ettiklerini bir an olsun düşünmüş müydü?

"Saçlarına yıldız düşmüş" anaları, "tabancasını helada unutan," gençliğini mahpusta tüketen, dağa çıkan, silaha sarı­lan oğulları, kızları bilir miydi?

Ahmet Kaya o tarumar kuşağın sesiydi.

* * *




Aynalar belgeselinin çekimlerinden bir sahne gözümün önünden gitmiyor.

İstanbul'a ilk geldiği yıllarda yaya olarak eve döndüğü bir gece bir düğün salonunun önünden geçerken içeri dalışını an­latmıştı, içerde hiç tanımadığı insanlar bağıra çağıra göbek atıyorlardı. Kendisi beş parasız, işsiz, aç ve sefildi.

"Attım kendimi insanların ortasına..." demişti, "Nasıl oy­nuyorum biliyor musun... Göbekler atıyorum düz dönüyo­rum, ters dönüyorum..."

Devam edememiş, gözyaşına boğulmuştu.

Pek az adam çözebilmişti bu sahnede neyin gözyaşartıcı olduğunu...

O, içimizdeki arabesk damarı bulup çı­karan adamdı.

* * *




Türkiye solu "başka bir tür üst yapı" ku­rabilmek için epey uğraşmış, ancak 12 Eylül bozgunundan sonra eski sloganlarını onun arabesk yüklü nağmelerinde bulunca dört elle sarılmıştı.

Herkes susarken konuşacak kadar ce­sur, 1985'teki ilk albümüne, -devrimci şarkıları "dengelemek" için- bir de Mehmet Akif şiiri koyacak kadar korkaktı. Ütopyaların çürümüşlüğünden örgütsüzlüğün yalnızlığı­na, yenilmişliğin çaresizliğinden umudun diriliğine kadar herşey vardı türkülerinde...

Yorgun, yiğit, yılgın, ürkek, delikanlı, tutarsız, serseri, öfkeli, kanlı canlı, deli dolu, kısacası benzersizdi.

Ne sağa ne sola yaranabildi; ama hem sağda hem solda dinlendi.

Kendisine "Biz burdayız gitmeyiz / ülke­mizi bekleriz" diye sataşanlara yazdığı şarkı­da şöyle diyordu:

"Dövülmüşüm, sövülmüşüm, kovulmuşum ben/

S.ktir çekilmişim yani/ kendi öz yurdumdan çeker gide­rim"

Çekip gitti, ama ayrılığa yüreği dayanmadı.

* * *





O fanatik hezeyan korosu, zerrece iplemediği marşlar söyleye söyleye, sürgünde bir muhalifler mezarlığı kurdu so­nunda...

Lakin bilmeliyiz ki; o mezarlıkta Nazım Hikmet'ten Yıl­maz Güney'e ve Ahmet Kaya'ya kadar öz yurdundan kovu­lanlar için kazılan her mezar, bu ülkeyi biraz daha kurutup çölleştiriyor.

Çünkü oradaki her mezar taşı, buradaki hoşgörüsüzlüğün alameti...

Gurbete sürülenler, uzağa gömülenler, ancak bu ülke farklı seslere tahammülü öğrenince dönebilecekler.

Nasıl Nazım'ın şiirleri afişlerdeyse bugün, nasıl Yılmaz Güney filmleri perdelerdeyse, hiç kuşkusuz Ahmet'in söyle­mek istediği türküler de dillerde olacak çok yakında.

O zamana kadar Serdar Ortaç ve korosunu dinleyecek bu vatan.
O koroyu alkışlayanlardansanız, yakınıp durmayın o za­man!..


CAN DÜNDAR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.kahramankizlar.com
ayçakahraman
Admin
Admin
ayçakahraman


Kadın
Mesaj Sayısı : 1592
Yaş : 38
Nerden : istanbul
İş/Hobiler : avukat asistanı
Lakap : düriye
Ruh Halim : OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Kizgin10
Puan : 583600
Kayıt tarihi : 06/05/08

OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Empty
MesajKonu: Geri: OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE   OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE Icon_minitimeSalı 25 Kas. 2008, 15:55

Kişiliği beni bağlamaz ama sanatçılığına da laf edilmez ! adam güzel güzel söylüyo yaw Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
__KARDELEN__ :: Kültür & Sanat :: Hayat Bilgisi-
Buraya geçin: